19 Eylül 2012 Çarşamba

okullu mu olduk..

Geçen hafta 10 Eylul'de Gelincik Anaokulu'yla okul dönemini açmış olduk bizde :)
İlk gün heyecanlıydı Tuna için, bir yandan okulun cazibesi, oyuncaklar, boyalar hoşuna giderken diğer taraftan da ağlayan çocuklar endişesini artırdı ama yanında biz olduğumuz için problem yaratmadı..
geçen hafta günde sadece 2 saat okula gittik. İlk gün kahvaltı yapmadan gittiği için karnı acıktı biraz da sıkıldı 2 saati doldurmadan öğretmenimize yarın da geleceğimize dair söz vererek çıktık. İkinci gün zor kalktı yataktan mızmızlandı okula gitmemek için.. hapşurunca da anne baksana hasta oluyorum galiba okula nasıl gidicem ki demez mi :) daha ikinci günden okula gitmemek için bahane uydurmaya başlarsa yandık  biz..
Geçen hafta bu şekilde sakin geçti diyebiliriz ama aynısını bu hafta için söyleyemeyecegim..


Dün normal okul mesaimiz başladı; sabah üçümüz okul yolunu tuttuk; ama bizimki gene ben okula gitmicem ben sizinle işe gelicem diye başladı mızırdanmaya..okula girdik arkadaşları kahvaltıya oturmuştu bizde çantamızı sınıfa koyduk geldik yemekhaneye Tuna'yı arkadaşlarının yanına oturttum ortalık karışık çocuklar ağlıyor anne babalar kapıda bekliyor..ben de çıkmaya niyetlendim ama orada film koptu, Tuna da başladı ağlamaya zorla bıraktım çıktım ama bu sefer ben de başladım..Çok zoruma gitti Tuna'mı orada öylece bırakıp çıkmak..
bugun de zorla gitti okula; bu sefer babası götürdü benim yüreğim dayanmadı zaten bana daha çok naz yapıyor..babası ayrılırken de çok ağlamıs ama bakalım nasıl alısacak.
buarada ögretmeni eline geçen hafta elinin üstüne yıldız yapmıs söz dinledi diye amann o yıldız bir kıymetli bir kıymetli sormayın gözü sürekli orada..anne çıkar mı?? anne biraz çıktı mı sanki?? aa bak belirginleşti..
bir yıldız da koluna alacakmış oyle diyor :)

5 Eylül 2012 Çarşamba

Okula adım adım

Haftaya pazartesi Tuna anaokuluna başlıyor. Baştan pek hevesli değildi ben okula gitmem benim antremanım var maçım var diye okula gitmeyi reddediyordu. ama geçen hafta babasıyla okulu ziyarete gittiğinde durum biraz değişti, baktı ki etraf oyuncak kaynıyor okula gidicem demeye başladı..
Cumartesi günü okul için vesikalık çektirmeye gittik ama burnumuzdan geldi, zavallı fotografçı neler yapmadık ki Tuna'yi ikna etmek için ama olmadı.. zorla biriki kare yakladı da oradan yaptırdık..
bize de günün  hatırası olsun diye asagıdaki kolajı hazırlamış çok da güzel olmuş :)

4 Eylül 2012 Salı

Samsun'da Bayram

Bayram için Samsun'a annemlerin yanına gittik.. Yılda sadece bir kez Samsun'a gittigimizden hepimiz çok heyecanlıydık. Tuna biz daha İstanbul'dan çıkmadan sormaya başladı anne geldik mi? yaklaştık mı diye ?
Şansımıza normalde maximum 8 saat süren yol o gün 14 saat sürü ve biz sadece 1 kere mola vermemize rağmen Samsun'a gece yarısı varabildik.
Tuna heyecanla bisikletine kavuşma anını beklediğinden eve girer girmez bisiklet sormaya başladı; bisiklet balonlarla süslenmiş şekilde çıktı piyasaya.. Hemen kaskını, kolluklarını ve dizliklerini takıp bisikleti evde denedi mutlu mesut.
Akşam babası takıldı ben de binicem senin bisikletine diye sabah gözünü anne babam bisikletime biner mi sorularıyla açtı. Kahvaltıdan hemen sonra çıktılar tura.
Bayram sabahı şen şakrak yaptık hep birlikte kahvaltımızı. Anneannem artık bayramlarda bizde olduğundan herkes bayramlaşmaya bizim eve geldi.


Bayramın birinci günü kuzuyu arı soktu, kuzenimin oğluyla bahçede oynuyorlarken can havliyle öyle bir bağırdı ki kolum acıyor diye biz de ne olduğunu anlamadık. Tisörtünun kolunda arıyı görünce anladık ne olduğunu..Bayram çok güzel geçti..

Bayram soframız annemin leziz çok leziz yemekleriyle çok keyifliydi.



Kuzenler ve kuzen çoçukları çoluk çombalak birlikteydik.


Deniz ve hava da Samsun şartlarına göre yüzümüze güldü, hemen hemen hergün kumsalda oynadık. Deniz tam Tuna'ya göreydi; sığ ve sıcak:)


buyrun gözler odaklanmış halde flüt çalan bizim köyün kavlacısı :)


Bahçede bol bol keyif yaptık; akşamüstü güneşiyle kitap okuduk..

Tek sıkıntımız Sidomuzu biraz erken göndermek zorunda oluşumuzdu. Bu da Sido'yu yolcu ettiğimiz sabahtan bir kare..Denizkenarı muhteşemdi..


Bu güzel manzaranın sonrasında da bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı..Ama ben yazlığı yağmur yağdıgında da çok seviyorum, hele sonrasındaki toprak kokusu..



Gelirken çektiğimiz çileden sonra gözümüz korktu cumartesi dönmeye karar verdik. Gelmesi çok güzel oluyorda şu dönüşler beni her zaman ağlatıyor. Bu sefer anneannemden ayrılmak bana çok zor geldi..Öptüm öptüm pamuk ellerinden gözlerimden yaşlar akmaya başlayınca da bana öyle bir baktı ki anlayamadı da neden ağladığımı içimi sızlattı :( canım anneannem benim tatlı pamuk anneannem seni çok çok çok seviyorum..Çocukların anneanne-babaanne ve dedeleriyle birşeyler paylaşarak o sevgiyi tadarak büyümeleri kadar güzel birşey yok sanırım yeryüzünde. Anneanne evinin kokusu, keyfi mis mis..

1 Ağustos 2012 Çarşamba

Şeytanın Bacağını

28,07,2012..Geçen hafta Saroz'a gittiğimizde ilk 2-3 saat Tuna sezlongun üstünden inmedi bile. Herkes denize girelim dedikçe çocuk kendini çektikçe çekti sezlongu mesken edindi..Taa ki ben Tuna'cım ayağıma kova ile su döker misin diye bir teklifle gidinceye kadar..bu teklife büyük bir memnuniyetle cevap verdi ve yavaş yavaş denize girmeye başladı. Sonra taş çıkarma bahanesiyle kollukları taktı sonra da Beril'i kurtaracağım diye düşe kalka oynadı denizde..tabii tedbiri elden bırakmadan..Kontrollü..Bakıyor Beril biraz fazla uzakta gözü kesmiyor derine gitmeyi hemen anne yardım lazım gelir misin diye koşuyor yanıma..
İçten içe üzülüyordum denize girmiyor diye ama sanırım artık şeytanın bacağını kırdık :)

Teyzecik yorgunluktan öldü denizin içinde bir o yana bir bu yana Tuna'yı yatağın üstünde gezdiricem diye , bizimki ohh gel keyfim gel, oraya gidelim buraya gidelim burdan atlayayım mı Teyzesinin pesinde dolandı durdu.

25 Temmuz 2012 Çarşamba

mutlu yıllar aşkitom

Doğum günün kutlu olsun canım..Nice mutlu, sağlıklı yaşların olsun inşallah  hepberaber..

PS: Tuniş pasta yiyemediği için biraz huysuz :)

23 Temmuz 2012 Pazartesi

İçine aslan mı kaçtı ne

Tuna'da bahar ayıyla başlayan ve zaman zaman kafamı kurcalayan canımı sıkan değişiklikler var.. Yüksek sesle konuşmalar, yüzünü hafif öne eğip suratına kızgın bir ifade takıp ateş diye bağırmalar, döverim, ısırırım, yok istemem, asla, istiyorummm istiyorumm nütfeenn diye tutturmalar, kaprisler konuşmamalar ya da konuşmak istemediğini çıglık atarak belirtmeler, bir haşinlik söz konusu..çok sakin bir çoçukken biranda bu tavırlar beni endişelendirmeye başladı, sebebi ne henüz bulamadım..Konuşuyoruz söz bir daha yapmıcam diyor ama her seferinde sil baştan oluyor..İki defa mahrumiyet da aldı bu yüzden ama ne fayda..Şimdi farklı yollar deneme zamanı..
Nedeni bakıcı değişikliği, bahçede beraber oynadığı yaşça kendinden büyük çoçuklar, Tuna'nın büyüyor olması olabilir mi bilmiyorum..
görecegiz..

10 Temmuz 2012 Salı

İlk Sinemamız :)

Biz dün akşam ilk kez sinemaya gittik; Buz Devri 4..Tuna çok heyecanlıydı sinemaya gideceği için. Biletleri aldık girdik içeriye kapının açılmasını bekledik..o sırada etraftaki herkese laf attı bizimki, hadi gözlükleri alalım anne, anne bak herkes patlamış mısırını almış hadi biz de alalım kıpır kıpır içi içine sığmadı..Tuna'nın bu heyecanlı hallerine bayılıyorum duygularını öyle güzel belli ediyor ki böyle durumlarda sesini de ayarlayamıyor kocaman kocaman konuşuyor. Neyse kapılar açıldı girdik içeriye yerimize yerleştik..Babamız da patlamış mısırları aldı geldi Tuna babasının bizi göremeyeceğini düşünerek ayağa kalkıp "babaaaa burdayızz" diye seslendi. Sonra başladı film önce fragmanlar..Fragmanlar çok kötüydü birsürü çocuğun izlediği bu tarz filmlerin fragmanlarına bence özellikle dikkat edilmesi gerek çünkü dün akşam Tuna fragmanlardan oldukça rahatsız oldu; anne gözlerimi kapat dedi ki daha önce Tuna'dan hiç böyle bir tepki almadık.. Neyse sonunda film başladı bizimki pür dikkat izledi. Bazı sahnelerde heycanlanıp bağırdı; arada patlamış mısırını yedi yerken de yorumunu eksik etmedi "patlamış mısır da güzelmiş anne", bir sahnede mamut "olum bas git " diyor bizimki bu repliği bahçedeki abilerinden bildiğinden kaçırmadı kıkır kıkır güldü :)

İlk sinema eğlencemiz özellikle bizim için çok eğlenceliydi..Tuna film izledi biz Tuna'yı :)
İçerideyken sinemayı çok sevdiğini söyleyen Tuna dışarı çıkınca fikrini değiştirdi ben biraz korktum bir daha gelmeyelim diye mırın kırın etti ama bu da çok uzun sürmedi eve gidene kadar fikrini değiştirdi..


 

5 Temmuz 2012 Perşembe

hayvanlar alemi

Tatil bitti cuma aksamı döndük sabah erkenden kuzunun yanına gittik..oo kuzumun içerden çıkıp kucagıma atlaması bir oldu..ilk deneyim için fena degildi ama ben biraz sulugöz dolaştım..Neyse Tunişim de hiç problem çıkartmamış gayet güzel eğlenmiş :)

Buaralar Tuna hayvanların çıkarttığı seslere takmış durumda..Durup dururken geliyor anne aslanlar neden kükrer? Aslanlar kükrer mi konuşur mu? diye soruyor..
Geçen gün Ümran'a da aynı soruyu sormus sonra da Leopar'lar nasıl ses çıkarır demiş, Ümran onlar da kükrer diyince hayır leoparlar kükremez onlar İngilizce konuşur diye cevabı yapıştırmış..
buaralar yeni kelimeler öğrenmiş sohbet ederken kullanıyor kopariyor bizi :)
geçen akşam karpuz yerken karpuz da iyi gitti dedi, sonra sinemaya gidelim dedik Madagaskar mi Buz Devri mi konusurken belli ki Madagaskar'a gidesi yok yan çiziyor Madagaskar hiç iyi değil ben sana soyliim diyiverdi..Dün Ümran ayran yapmıs beraber içiyorlarken Ümran'a ayranın da iyi olmuş demiş..

22 Haziran 2012 Cuma

Tatil

Bu sene ilk olarak eşimle birlikte tatile çıkıyoruz, Tunişsiz..Çantalar hazırlandı bizim için ve Tuna için.. 2 ayrı çanta..Çok garip bir durum benim için çünkü  hiç bu kadar uzun ayrı kalmamıştık çok çok çok özleyeceğim..Kendi kendime söz verdim çok fazla duygusallaşıp ağlamayacağım diye uğursuzluk getirdiğine dair inancim var..Ama çok çok çok burnumda tüteceksin, düğümler sıralanacak boğazıma..
Benim canım oğlum,
Bugun ilk olarak tek başına tatile çıkıyorsun tabii ki tek başına çıkıyor sayılmazsın anneanne ve dedenle babaanne ve dedenin yanına gidiyorsun ama ilk kez bu kadar uzun ayrı kalacağız. Pek hevesliydin bu tatil için (dün akşam durup durup anneannene beni unutma sakın oldu mu diye hatırlatmalarda bulundun ) bu hevesin bana güç verdi ama  otobüsteki o  mahsunluğun benim tüm direncimi yıktı göz yaşlarımı görmediğini umarak akıttım istemeden. Hergün için sana minik süprizler hazırladık ki geleceğimiz güne kaç gün kalmıs anlayabil benim tatlı miniğim..Ama esas sürpriz biz gelince o çok beğendiğin dilinden düşürmediğin kepçe ve kamyon..Hadi bakalım bol bol oyna, gez, yüz çok çok eğlen canım benim..şimdiden çok özledim ben seni, fotograflarını görünce elimde degil gözlerim doluyor..seni çok seviyorum canım bunu hiç unutma..

Bugün ayrıca henuz etkilerini hissetmediğimiz bir gelişme daha oldu hayatında.. Uzun zamandır konuşuyoruz ve sen her seferinde karşı çıkıyorsun ama gitmeyecegim dediğin anaokuluna  kaydını yaptırdık bugün..Anlaştığımız gibi bir dene bakalım ben çok seveceğinden eminimJ 10 Eylül’de hepberaber okul yolunu tutacagız J ..Bakalım okulda bizi neler bekleyecek ..

11 Haziran 2012 Pazartesi

66'ları da beraber deviririz insallah

Bugun bizim evlilik yıldönümümüz..6 yılı devirdik  öncesinden  bi 3 yılımız, arkadaş olarak da geçirdiğimiz 4 yılımız var..
Elele gezen tontonlardan oluruz inşallah :)

8 Haziran 2012 Cuma

Teyzemiz

04,06,2012 Pazartesi sabahı teyzemizi kaybettik.. O bizim ailenin değişik, çılgın teyzesiydi..Çok sevdiği değiştirmeye kıyamadığı Mercedes arabasıyla Ankara'nın altını üstüne getirirdi. Hepimiz şok olduk, O'nu kaybettiğimize inananmak çok zor çok..Sanki hala evinde gibi..

Gözümün önüne bakımlı mor ojeli elleri, iki yandan renkli uzun tel tokayla tutturduğu kızıl küt kesim saçları, bermuda pantalonu, uzun Nesrin tarzı dediğimiz ceketi, loafer ayakkabıları ve daha birçok şey geliyor. İlkokul dönemlerimizde sık sık Ankara'ya giderdik, annem,ablam ve ben..Teyzem sabah erkenden kalkar radyoyu açar kahvaltıyı hazırlar "üç güzeller güzeller güzeller güzeller " diye seslenerek bizi uyandırırdı..Telefon açtığımda " kızııımmm sesin şurup gibi geliyor" der kapatırken de "bin selamat senin olsun" derdi..Seni çok özleyeceğiz teyzecim...

29 Mayıs 2012 Salı

İlkokul için 5 buçuk çok erken

ilkokul için 5 buçuk çok erken kampanyası başladı, kampanya okulların kapanacağı 8 Haziran tarihine kadar devam edecek. Hedef 5000 imza..

İmza atmak için İLKOKUL İÇİN 5 BUÇUK ÇOK ERKEN İMZA KAMPANYASIna buyrunuz..


Çizim  OIP'e aittir...

bulutların üstünde :)

Haftasonları tatil diye Tuna çok mutlu oluyor, sabah gözlerini açıp da ikimizi birden evde bulunca yataktan bile kalmak istemiyor hep beraber yatıyoruz 5-10dakika daha keyif yapıyoruz..

Bu cumartesi de kahvaltımızı yaptık oturuyoruz Tuna geldi içeriden sarıldı hafif utangaç, kısık bir sesle anneciğim seni çok seviyorum dedi :))

nasıl hissettiğimi söylememe gerek yok herhalde..

23 Mayıs 2012 Çarşamba

mutlu yıllar anneciğimmm

Bugün annemin dogum günü; iyi doğdun sayanorum:)
nice sağlıklı, huzurlu, mutlu güzel yıllara
anneler de anneanneler de candır ...


sizi cokkk seviyorummm :)

15 Mayıs 2012 Salı

pazartesi sendromu

Pazartesi sendromu herkes de olduğu gibi Tuna'da da var; her pazartesi ben işe giderken dudak büküyor, ben de seninle işe geleceğim diye ağlıyor. bu sabah da ben çıkmadan uyandığı için aynı konuşmalar geçti gene aramızda ama tüm bunlara ilave olarak anneannesinin olmayışına da isyan etti..Dün akşam yatarken aslında vedalaşmışlardı ama anlamamış sanırım ki anneannesini istedi sabahleyin..

Bu sene Tuna anneler günü hakkında biraz daha fikir sahibiydi ama anneannesinin de anneler günü olabileceğini algılayamadı, O'na göre sadece annelerinki kutlanırdı; dün babasıyla hediye seçmişler getirdi verdi sarıldı boynuma :) minnak elleriyle de sırtımı sıvazladı :))
Pazar sabahı babasıyla konuşuyorlar odasında  ben de yataktayım benim uyuduğumu sanıyorlar;
Zeq: Tuna biz seninle bugün çıkalım annene hediye alalım
Tuna: ama ben dün çiçek aldım bahçeden topladımdı cilek de yemiştimdi:)


Pazar gunu anneler günü yemeği vardı biz de ben rahatça hazırlık yapim diye babasıyla çıktı Tuna
markete gittiler şu arabalı market arabaları bizimkinin favorisi  hiç kaçırmaz..neyse alısveris yaparken müşterilerden birisi Tuna'ya ehliyetin var mı senin diye sormus Tuna da yok demiş o arada inmiş arabadan. müşteri o zaman sana ceza kesecegim demiş Tuna'da sen polis değilsin ki diye cevabı yapıstırmıs adama :)

Dizonor sevgimiz bambaşka..iki kaşın arasında aldırdı dün bize bu dinazoru; Dinazor da diyemiyor dizonor..Dizonorun dişleri çok keskinmiş ve agzından da ateş çıkıyormus oyle diyor:))


dün sarılıp öptüm kocaman ama anneciğim seni çokk seviyorum, hiç doyamam sana ben :)

11 Mayıs 2012 Cuma

Cuma akşamı çok geç çıktım işten Tuna babasına söylenmiş "annemi bir daha işe göndermeyeceğim" diye..Ben geldiğimde yatmaya hazırlanıyordu pijamalarını giymişti, sarıldık öpüştük hemencecik uyuyuverdi..
Cumartesi sabahı uyandı sevinçle anne tatil mi oldu simdi mi tatil oldu diye ..


Kahvaltımızı yaptık giyindik çıktık Emirgan'a..hava çok güzeldi  yürüdük önce sonra takalar gözümüze takildı hadi geçelim karşıya dedik. Tuna pek sıcak bakmadı bu fikre taka ona pek güvenli gelmedi ama sonra alıştı geçtik Kanlıca'ya..Biraz da oralarda dolandık tekrar döndük geriye..Bizim geldiğimiz motora başkaları binince bizimki pek bozuldu ama sonra daha güzeline binice diğerini unuttu..


Akşam  kendi kendime hıdırellez yaptım bakalım insallah dileklerim geçek olur :) bir avuc dileğim oldu hepsini toparladım bir keseye  doldurdum..Tek tek gerçekleşmesini bekleyecegiz..

Pazar günümüz erken başladı, annemlerle kahvaltı yaptıktan sonra annem ve çocukluk arkadaşı torunları tanıştırmaya karar verdi biz de hep beraber çıktık dışarıya..Tanışma merasimi pek parlak geçmedi yaşlar eşit olunca çok iyi oynayamadılar, bu merasimden sonra Moda'ya gittik minik Derin'i ziyarete..Ayy Tuna'dan sonra Derin pek bi minik geldi bana..elleri ayakları miniminnacık  çokk tatli..
Pazar gününün son aktivitesi olarak da arkadaslara maç izlemeye gittik, Tuna son Fenerbahçe-Galatasaray maçından beri Fenerbahçe ve Cim-Bom  nedir öğrendi, babasının yaptığı birkaç baskıdan dolayı da hangi takımı tutuyorsun dediğimizde Fenerbahçe demeye başladı, ama pazar gunu ben de boş durmadım Tunacım biliyor musun ben de Cim Bom'luyum dedi hooop bizimki de Cim Bom 'lu oluverdi. Biz birbirimize söz vermiştik Zeki'yle takım konusunda baskı yapmıcaz diye ama baktım karsı taraf atakta ben de gectim karşı ataga :) Aslında bir yandan da diyorum baba-oğul tutsunlar aynı takımı ama bir yandan da içten içe de sinir oluyorum..Neyse bakalım Tuna hangisini seçecek..

3 Mayıs 2012 Perşembe

güneşşş

Ben ayı ve güneşi takip etmeyi çok severim ..Annemden gelme bir alışkanlık ayın, güneşin doğuşunu batışını izlemeye bayılırım. Tuna da seviyor ay dede nerde güneş var mı yok mu takip ediyor..
pazartesi günü babasıyla Kavaklı'ya gittiler bahçeye babaannesine dedesine..giderken beni de işe bıraktılar. Yolda giderken Tuna anne bak güneş çıkmış dedi evet ne güzel dedim..Köye de gelecek mi dedi ..evet köye de gelecek dedim bu sefer anne güneşin arabası var mı diye sordu :)

27 Nisan 2012 Cuma

3 mü oldun simdi

Biliyorum çok klasik ama söylemeden edemiyor insan sanırım zaman ne çabuk geçiyor ve sen nasıl çabuk büyüyorsun inanamıyorum..
18 Nisan'da tam 3 yaşında oldu Tuna..Bu sene geçen senelerden farklı olarak doğum günü olduğunun farkındaydı; çok komik ama zaten uzun zamandır bu günü bekliyordu . İlk kutlamamız büyük bir partiydi15 Nisan'da erken kutlama olarak gerçekleşti; ikincisi de 18 Nisan'da daha minik bir parti olarak. İkisinde de çok eğlendi :) Hediyelerini hevesli hevesli açtı..Pastanın üstüne minnak tükürükler saçmak suretiyle bol bol mum üfledi...


Bu bir yıl nasıl geçti diye bakıyorum da 2yaş sendromu bizi çok da üzmedi, haziran ayında beze elveda dedik geceleri de bez olayını bitirdik ama şu sütçü modundan birtürlü çıkamadığından geceleri tekrar beze döndük çünkü ailecek perişan olduk. Teyzenle ilk yolculuğunu yaptın ilk anları sonradan öğrendiğimize göre biraz sancılı atlatsan da sonrasından  pek keyif almışsın..Pek büyüdün pek dilinde iyice açıldı bazen söylediklerinle bizi hayretler içinde bırakıyorsun. Kışın çok dışarı çıkamadın ama son 1 aydır sitede kendinden büyük arkadaşların oldu; karsılastıgınızda kucaklasıp öpüştüğün..son dönemde de basketbol ve futbola merak sardın..Unutmadan  kepçe, kamyon aşkın hiç bitmedi neredeyse evde kepçe, kamyon, itfaiye, çöp arabası, beton arabası, traktör koleksiyonumuz olacak. Süt sevdamız hala son gaz ama buna sınırlama geliyor haberin olsun..biberonu da artık bırakman lazım yani seni biraz zor günler bekliyor kuzum.. Televizyonu keşfettin buldumcuk oldun hatta neyseki buna da yavaş yavaş sınırlama getirmeyi başardık. Tatil nedir onu öğrendin bu sene cumartesi sabahı bizi evde görünce ilk soru anne tatil mi oldu :) oldu. Mutfaktaki en büyük yardımcımsın hala :) ne zaman salata yapsam, soğan doğrasam, kek yapsam hemen tezgah yanına sandalyeni çekiyorsun..Bir de her dışarı çıktığında apartmanın önündeki yeşillikten bana yaprak kopartıp getiriyorsun anne sana çiçek getirdim bak kokla diye uzatıyorsun kapıdan girmeden. Babanla boğuşmak en büyük zevkin, baban saklanıp yavaş yavaş yaklaştığında nasıl heyecanlanıyorsun çok komik arslan geliyorr diye bağırmaya başlıyorsun:) Ira gittiğinden beri ben geç kaldığımda akşam yemeklerinizi baba-oğul pek güzel yiyorsunuz masayı beraber hazırlıyorsunuz, bir de program tutturmuşşunuz bunun dışına çıkmıyorsun. Akşamları kapıyı mutlaka bize sen açıyorsun işin varsa bir hız kapıyı açıp bir çığlık atıp geri koşuyorsun yok işin yoksa boynumuza atlıyorsun işte o zaman seni böylee içime sokasım geliyor öpüyorum öpüyorum gene öpmek istiyorum.. 

canım oğlum benim seni çok çok seviyoruz.. Bütün güzellikler seninle olsun, nice mutlu yıllar kuzum..



10 Nisan 2012 Salı

winnie the pooh bu üzer mi?

dün akşam TV'de Winnie The Pooh maceralarından birisini izliyorduk Tuna'yla beraber..filmde tavşan arkadaşlarıyla tartışıyor sonra rüyasında hepsinin gittiğini tek başına kaldıgını görüyor ve çok üzülüyor. İşte bu noktada baktım bizimki içini çekiyor yaşlar aktı akacak, dudak bükülmüş bir yandan da ağladığını belli etmemek için elini alnına götürmüş arkadaşları nerede anne diye cılız bir sesle soruyor, rüya görmüş Tuna'cım arkadaşları evlerinde diyorum hani ama göremiyorum diyor :) sonra neyse çıktılar da piyasaya bizimki biraz rahatladı ama bütün gece tavşan neden üzüldü arkadaşları gitti mi vs diye sordu.. Kuşum büyümüş de film izlemiş bir de filme üzülüp ağlamaklı olmuş..
ben de kendimce fırsattan istifade oyuncaklarını paylaşması için filmden yola çıkarak arkadaşlarımızın da istekleri vardır sadece bizim istediklerimiz olmaz onlarınkini de dikkate almalıyız mesela bizim oyuncaklarımızla oynamak istediklerinde paylaşmalıyız gibi cümleler kurdum ama hiç oralı olmadı, hayıy annee onlar bisikletimi cok hızlı kullanıyo ben vermek istemem dedi çıktı işin içinden..

30 Mart 2012 Cuma

kıvırcık sever

Dün akşam esti spora da gidemeyince kendimi kuaförde buldum..
saçlarımı uzatmaya çalıştığım için sadece uçlarından kestirip biraz kat verdirdim.
Kuafördeyken aradılar bizimki ben yoldan arayınca hemen geliyorum diye heyecanlanmıs dayanamamış, neyse sacıma fön çektirdim gittim eve. Tuna açtı kapıyı beni görünce neden kuaföre gittinnnn diye ağzında birşeyler geveledi sonra yaklaşık iki saat boyunca beni gördükçe uff biğenmedimmmm, git anne kuafore kıvırcık yapsınlar sacını diyip yüzünü buruşturdu.
Kıvırcık seviyormus kuzum benim düz sac sevmiyormuş :))

28 Mart 2012 Çarşamba

dolaylı yoldan

Pazar sabahı Tuna bugun benim dogum günüm diye uyandı, aklına nerden geldi biz de bilemedik ama TunaCım yanımıza gel biraz daha yatalım dediğimde ama anne bugün benim doğum günüm yatamam dedi..
Cumartesi akşamı teyzesinin bizde kaldığını unutmuş olacakki hatırlayınca biranda gözünde bir  ışık parladı hadi kankamı uyandıralım dedi.
koşturarak gittik salona giriverdi teyzesinin yanına aldı eline resim defterini boyalarını aralarında geçen diyalog;
Tuna: ben kepçe çizicem
Sinem: çiz bakalım
Tuna: ama büyük kepçe çizmek istiyorum
Sinem: tamam
Tuna: amaa almak da istiyorum
Sinem: hımm :) al o zaman Tunacım
Tuna: mırık bir ifadeye ama nasıl alıımmm
oyuncakcı da varrr

Taktı bu aralar büyük kepçeye, ne zaman dışarı çıksak büyük kepçe büyük kepçe, iki hafta önce annemler bizdeyken çevredeki tüm oyuncakçıları aratmıs dedesine ama bulamamıslar traktör alıp gelmişler eve.
Evde zaten her türlü insaat malzemesi var, beton arabası, çeşitli kamyonlar, boy boy kepçe, vinç, traktör, silindir ama aklı büyük kepçede :))

23 Mart 2012 Cuma

Düne devam

Dün akşam yatmaya hazırlanıyoruz süt ısıtıyoruz Tuna'ya mutfakta birden bana "anne sen sigara içiyor musun?" diye sordu.
hayır içmiyorum dedim sonra sırayla herkesi sordu baba?, babaanne? dede? anneanne?..anneanneye kadar cevaplar hayırdı içim burularak anneanneye evet dedim :( ama sigara çok kötü birsey dedim Tuna da hemen arkamdan ekledi evet anne hasta oluyosun sonra..

Bu aralar aksamki kitap okuma seansımıza Müzisyen İnek Sırma kitabıyla başlıyoruz Tuna'nın kitaba verdiği isimse Mısır :) anne Mısır'ı oku önce diyor :))

Tursu sevdasından daha önce bahsetmiş miydim peki?? Salatalık turşusu son iki-üç ayın gözdesi, hemen hemen her akşam özellikle babası biber turşusu aldıysa Tuna da mutlaka aynı babası gibi turşusunu tabağının kenarına koyuyor ve yemek aralarında bir ısırık alıp tekrar tabağın kenarına yerleştiriyor!!

Geçen akşam da aramızda şöyle bir konusma geçti;
Farkettim ki Tuna  geçen gün aldığım zıp zıp plates topuyla  hiç oynamıyor. Tuna bu topu bana aldırdın hiç oynamıyorsun neden diye sordum.. bana ama anne anneannemle dedemi çok seviyorum gibi birşeyler söyledi, bunun anneannen ve dedenle ne alakası var Tunacım dedim, durdu durdu biraz sonra anne bir daha sorsana bana neden oynamıyorum diye dedi.. :))

22 Mart 2012 Perşembe

yeni incilerimiz

Hep yazıcam yazıcam diyorum ama Tuna üstüste bombalar patlattığı için bir türlü yakalayamıyorum.
Her konuda söyleyecek sözü var.
Bir kere bizim evde çizgi film yok onun adı çizgi ilim :) Dün akşam kapıdan girdim atladı üstüme üzgün bir ifadeyle anne prensesi kaçırdılar dedi dudak büktü sonra neşeli ve heyecanlı bir şekilde ama kalican kurtardıııı diye bağırdı :) Kalican da keloğlan oluyor.. Her ne kadar Disney Channel hayranı olsa da TRT1'i de ihmal etmiyor ben TV izlemesinden yana değilim ama büyüdükçe hiç izlememesi gibi bir durum da söz konusu olamıyor maalesef biz de elimizden geldiğince sınırlı olarak izlemesine izin veriyoruz. Çizgi filmleri beraber izlediğimizden ben artık hepsinin şarkısını ezberledim ee izlerken de söylemek hoşuma gidiyor ama yok bizimki izin vermiyor anne sen söyleme onlar söylesin diye her seferinde ağzımı kapatıyor.

Dün babaannesine kahvaltıdan sonra annem ilacımı içirmeyi unuttu demiş sen içir; babaanne aradı evet dedim doğru soylüyor omega3'ü gece vermeye unuttum..Böyle şeyleri asla atlamıyor..Bir de yemeklerdeki yeni takıntısı hardal; hardalın kendisinin olduğunu söyluyor ve her yemekte mutlaka sofraya getiriyor, kullanırken Tuna'dan izin alıyoruz. Geçen gün öğle yemeğinde bu benim babaanne ben bundan yemeğime koyuyorum demiş kadıncağız da beni aradı böyle böyle diyor koyalım mı diye :)

Haftasonları mutlaka kankasına gidilecek; gidemeyince tutturmuyor ama konusursak hayıyy anne kankama gidicez diyor..Eczanede kıt kıt kes kes yapacakmış, ilaç gönderecekmiş, teyzesiii haberin olsun ilaçların da hepsi Tuna'nınmış..

Şimdilik aklımdakiler bunlar yeni inciler de yolda..

20 Mart 2012 Salı

Bir Dönemi Kapattık

Pazar gunu bizim için yeni bir dönem başladı; yatılı bakıcımızı yolcu ettik..3-4 hafta sonra artık evde çekirdek aile olacağız.
2 yıl uzun bir zaman insan çok çabuk alışıyormuş Iramız giderken bu kadar üzüleceğimi hiç düşünmemiştim. Bayag zor oldu, en çok Tuna üzülecek diye korkuyordum ama daha önceki izinlerinden dolayı alışık şimdi babaannem var izni bitince Ira gelecek diye düşünüyor sanırım sormuyor nerede diye...Bakalım yeni ablasına alışabilecek mi, onu kolaycacık kabullenecek mi??
Umarım herşey yolunda gider..


Dün çok ani bir kararla spora başladım, hedefim ilk 1 ay haftada 3 günü tamamlamak ve Dukan'ın da koruma donemini bu sekilde atlatmak; kimbilir belki bu arada 1-2kg daha veririm.. :)

16 Mart 2012 Cuma

zor zor zorrr

Bu aralar ekstra duygusalım, çok düşünüp, çok yargılıyorum..
Seni bırakıp işe gelmek özellikle de sen uyanıkken çok zor oluyor canım benim..
Seninle ilgili birçok şeyi kaçırıyorum duygusu beni çok üzüyor, haftasonları, akşamları açığı kapatmaya çalıssak da ne kadar basarılıyız bu konuda bilmiyorum..
seni çok çok çok seviyorumm..




bunlar da bu sabah sen beni yolcu ederken..

13 Mart 2012 Salı

süttt süttt

Bu aralar Tuna'nın uyku düzeni yok, geceleri bir türlü uyumak bilmiyor. Anneanne ve dede de bizde ya sürekli bir naz niyaz durumları..Babasına allem ediyor kallem ediyor televizyonu açtırıyor sonra kendisi kapatana kadar biz kapatmayalım diye kumandayı saklıyor yöntemi üstüne oturmak, türlü şirinliklerle kendini sevdiriyor, eğer elimizde herhangi bir iş varsa hemen bizi o işe yönlendiriyor ki televizyona olan ilgimiz azalsın aklınca unutturacak bize:)..televizyonu da kapattıktan sonra mızmız söylenmeye devam ediyor; çok da komiğime gidiyor hem kapatıyor yeter bu kadar diye hem de ağlamaklı söyleniyor ve anneannesine ya da dedesine gidip sarılıyor.
dün akşam tüm bu senoryaları yaşadıktan sonra Tuna'yı yatırdım kitapları okudum artık uyusun diye bekliyorken ilk biberon süt bitti, haydi kalktik ikinci biberonu ısıttık ama şartlı bu son olacaktı, hemen kabul etti tabii evet bu son diye..neyse onu da içti ama gene uyuyamadı başladı anne süt, sütt annee nolursun annecim, süt içmek istiyorum, ben de sürekli Tuna'cım bu son biberondu başka içmiyoruz diye anlasmıstık vs.vs anlatıyorum ama Tuna mütemadiyen insanın için kıyacak sekilde devam ediyor anne sütt, süt içmek istiyorum, ne yapacagım simdi, sütt anneee, neden istediğimi bilmiyorum süt içmek istiyorum diyince ben puhhhhaa diye patladım..yaklasık 1saat bu sekilde mızırdandıktan sonra uyudu ama içimi de eritti, bir yandan yaa çocuk süt istiyor ver gitsin diyorum bir yandan hayır tutarlı ol bastan son diye anlaştın bu kadar direndin biraz daha diren diyorum...
bu süt işini biran once halletmemiz lazım önüne geçemezsek 4-5 biberon devirecek bizim cüce uyumadan önce :)
bu sabah bıraktığımda doğal olarak puh puh uyuyodu kuzum öptüm kokladım bana mısın demedi :)

Geçen haftadan beri anneanne bizde olunca evdeki aktiviteler de hızlandı tabii hergün birşey yapıyorlar Tuna anneannenesine şimdi napıcaz deyip duruyormus bütün gün; hamur yoğurmuşlar geçen gün, sekillendirmişler ertesi günde boyadılar, dün suluboya çalışması vardı bizimki mest olmuş suluboya olayına babası çok güzelmiş bana da ögretir misin dediğinde bu benim işim baba sana öğretemem çok çalışmam lazım demiş :) Çok çalışmam lazım lafı da yeni kelimemiz haftasonu da tutturdu teyzemle eczaneye gidicem ben çalışıcam diye..Eczanede de teyze ilaç satalım çok çalışalım deyip durmuş :)

8 Mart 2012 Perşembe

Tuna'dan yeni bir kod

Bu hafta annemler bizde, bugün kek yaparken annemle aralarında geçen diyaloğu aynen aktarıyorum;
öğle ezanı okunur,

Tuna: aaa anneanne birazdan hava kararacak annem gelecek
Annem: yok Tunacım ama daha aydınlık annenin gelmesine çok var
Tuna: ama ezan okunuyor annem gelecek

Kuzum kendince ezanı da kendine işaret kabul etmiş, saatleri bilmese de bir şekilde geliş gidiş saatlerimizi ayarlıyor..

2 Mart 2012 Cuma

biraz kafası karıştı

Yemekte bir arkadaşımın kızından bahsediyordum; annesinin karnını sevmiş anne karnın biraz büyümüş acaba bebek mi var bebeğimiz olsa ne güzel olurdu ben ona bakardım yemek yedirirdim vs. diye anlatıyormus dedim  Zeki'yle gülüştük. Bizimki de sanırım o sırada kayıttaydı biz farkında değiliz.

Akşam yatıcaz süt ısıtıyoruz Tuna bana anne ben büyüyünce anne olucam dedi :)  ben daha ilk şoku atlatmadan anne karnımda bebek var mı diye sordu:) gülsem mi ne yapsam bilemedim.. Tuna'cım senin karnında bebek olamaz annelerin karnında bebek olur, erkekler baba olur kızlar anne, anneyle baba aynı zaten diyebildim..Bu sefer de anne ben senin karnındaydım nasıl çıktım diye sordu? :))
sen doğdun yanımıza geldin bak simdide kocaman oldun dedim öptüm öptüm kucakladı beni konu kapandı ama sanırım bu konuları  ufak ufak arastırmanın da zamanı geldi..
3yaşında başlıyorlarmış kız-erkek ayrımını yapabilmeye..

29 Şubat 2012 Çarşamba

2 minik not

Tuna'nın doğum gününe daha var ama aramızda konusmaya başladık ne yapsak nasıl olsa diye..Dün aksam da Tuna'ya sordum doğum gününde ne istersin diye..
tek birsey söyledi pasta :)

pazar günu kahvaltı yapıyoruz hepberaber kız-erkek ayrımından bahsediyorduk, babası sordu Tuna sen kız mısın erkek misin??
Tuna: ben çocukum babaaaa dedi..

22 Şubat 2012 Çarşamba

Merdivenler şaşırttı

İki haftadır Dukan diyetin uyguluyoruz Zeki'yle çok da iyi gidiyor..İkimiz birlikte yaptığımız için daha kolay oluyor uygulaması..1 ay sonra insallah doğumdan önceki kiloma döneceğim.
İki gündür de asansör yerine merdivenleri kullanıyorum..Bu sabah Tuna da uyandı bizimle hepbirlikte kahvaltımızı yaptık beni yolcu ettiler, ben giderken alışık olduğu üzere gene çıktı dışarıya komşunun oğlunun scooterı aldı ben de vedalaşıp merdivenlerden indim aşağıya..Daha apartmandan çıkmadan telefon çalmaya başladı meğersem Tuna annem yanlış gitti asansöre binmedi diye ağlamaya başlamış. Babası da telefonda sesimi duysun iyi olduğumu anlasın diye aramış... Konuşmadı benimle gerçi ağlanıyordu ama sonradan sakinleşti sanırım..
Rutinler çok önemli Tuna için..Yapmazsak sıkıntı oluyor.Okuduğumuz kitapların da bir rutini var onun için mesela bu aralar sıralama söyle; İtfaiyeci Fibi, Kırmızı Elma ve Taşıtlar..Bakalım bu üçlü ne zaman değişecek :)

19 Şubat 2012 Pazar

kimse yok mu?

Bir haftadır hastalıkla mücadele içindeyiz. Önce Tuna fire verdi hemen arkasından €ben en son da Zeki ama Tunacık hala toplayamadı..Salı gününden beri ateşli. Sabahları uyanınca her zaman tatil olup olmadığını kestiremiyor kendince yöntemleri var anlamak için mesela bakıcımız odasına pijamalarla girdiyse onu asla kabul etmiyor demekki saat daha erken diye düşünüp mutlaka beni çağırıyor..bu sabah tam kestirememiş olacakki once bakıcımıza seslendi evde olmadığından ses veremedi doğal olarak biz de ses vermekte geç kalınca kimse yok mu??? diye bağırmaya başladı..

bugun hala ateşi var kuzu gibi yatıyor ..

14 Şubat 2012 Salı

Tamirci Manny

Tuna'yı bugune kadar bir şekilde televizyondan uzak tutmayı başardık ama bir şekilde biranda televizyonu kesfetti..Şimdi en favori çizgi filmi Tamirci Manny..bayılıyor..sürekli onu sayıklıyor..
Dün geceyarısı saat 2.30'da bir baktım ki ateşi var 38.8 hemen ateş düşürücü verdik ama o sırada Tuna'nın da uykusu açıldı başladı cin gibi sohbet etmeye.. Anne bugun tatil mi?? işe gitmeyeceksin di mi?? sen tatili seviyor musun?? anne sabak olunca omlet yapalım mı?? krep mi yapalım?? Tamirci gelecek tabaktan yemek yicek :/???aletler ne yapıyor anne???tamircinin evi nerede??  bilmiyorum Tunacım diyorum sorsana anne diyor?? bayag bayag kafayı Tamirciye takmişti..babası Tamirci Tuna diyince yokkk ben aslan oldum (pijamasında aslan resmi var cünkü) dedi.. bu sefer de anne biz bu pijamoları nereden aldık senle belabel??diye sordu.. ben birara süphelendim daldan dala her konudan konuşunca eşime halusülasyon mu görüyor acaba diye sordum??
Sabah bakıcımız diyorki gündüz telefonla konusuyormus sonra da kiminle konuştum biliyor musun diye soruyormus?? kimile diyince tamirci'yle diyormus..

12 Şubat 2012 Pazar

salıncak sohbeti

Gecen haftaki soğuklardan sonra baktık hava güzel kendimizi hemen bahçeye attık. Tuna salıncakta sallanırken yanımıza 3.5yasında bir kız geldi o da sallanmaya başladı. Tuna muhabbete girmek için sordu;

T: sen atlı karıncaya biniyor musun?
K: evet ama ben babamla ya da babannemle biniyorum
T: sen korkuyo musun
K: evet korkuyorum ama atlıkarıncaya büyüklerle binilir..

1 Şubat 2012 Çarşamba

kar tatili :)

Ne zamandır yazamadığım için iyi yıllar da dileyemedim..2012 hepimize bol neşe, sağlık, mutluluk getirsin..

bugün uzun yıllar sonra kar tatili yaptık.. Sabah bir süre gitme gitmeme tereddütü yaşadıktan sonra durum kesinleşti evdeyizzz..Hemen güzel bir kahvaltı sofrası kurduk ailecek, sonra da dışarı çıktık kartopu oynamaya ama bizim cüce pek de hoşlanmadı kapının önüne adım atar atmaz ayağı kayıp kara bulanınca huzursuz oldu.. Ben attım kendimi karlara ohhh gömüldüm bir güzel :)


Haftaiçi evden çalişmiş da olsam evde oturmak pek de güzel oluyormuş unutmuşum..hele bir de yanında bir de tüm gün yağan kar, içilen kahveler yapılan  çay saati olunca hımmm mis mis..