31 Aralık 2010 Cuma

Yılbaşı Çekilişi

Seda'nın düzenlediği çekilişe katıldım; beni  Burcu  çekmiş; hediyemi dün aldım çok da beğendim. Hemen taktım boynuma. İçine bir de kendi hazırladığı kartı koymus çok ciciydi. Tekrar çok teşekkür ederim Burcu :))..

Hediye almayı de vermeyi de seven birisi olarak iyiki katılmışım çekilişe. Şimdi heyecanla aldığım hediyenin sahibine ulaşmasını bekliyorum umarım O da hediyesini beğenir..

Herkese mutlu, huzurlu, sağlıklı güzel bir yıl dilerim :))

Tuna&Alp&Işıl

Pazar günü kahvaltı için Tuna'yla beraber krep hazırladık..Tuna mutfak işlerine bayılıyor, özellikle de mikser ve blender favori aletleri arasında ön sıradalar. Krepleri hazırladık baktım Tuna herkesten önce oturmuş masanın başına almıs eline çatalı bıçağı krebini kesmeye çalışıyor :)
hemen fotografladık bizde :))




Öğleden sonra misariflerimiz vardı Asu, Akın, Işıl ve Alp:) Tuna'dan tam 1yaş büyükler doğum günleri aynı 18 Nisan..Işıl ve Alp konuşmaya başlamışlar cok tatlıydılar.
Burası kimin yatağı? Tuna'nın..Neden? Çünkü Tuna orada uyuyor. Neden?..bu böyle uzun uzun devam edebiliyor.




Önce Alp dayanamadı uyuyakaldı sonra Işıl camdan bakarken koltukta sızdı..Tuna bütün gün full enerji Alp ve Işıl'in peşinde dolandı. Çok güzel bir pazardı canım arkadaşım Asu'yu da çok özlemişim bütün gün beraberdik çoçuklar izin verdiği ölçüde hasret giderdik..

22 Aralık 2010 Çarşamba

Tuna The Village Boy

Bu haftasonu hepberaber babaanne ve dedemizi ziyarete Kavaklı'ya gittik. Tuna yol boyu uyuyunca Kavaklı'ya geldigimizde enerjisini toplamıştı. Babaannemizin yemeklerini yedikten sonra bahçeye çıktı. Hava çok soğuktu bu yüzden kat kat giydirdik Tuna'yı.



Eskiden biz  tüm kuzenler biraraya geldiğimizde en küçüğümüz Çağla hiç yanımızdan ayrılmazdı gerçi bizim de ondan kaçmak gibi bir düşüncemiz hiç olmamıştı ya, biz ne yapsak, ne giysek, ne yesek cok sıkı takip ederdi. Şimdi Tuna da ayn model kuzeni Can'ın peşinden ayrılmıyor. Gaa (Can demek istiyor) diye bütün gün evin içinde Can'ın peşinde dolaşıyor. Cumartesi gecesi Can'ın yattığından emin olmadan uyumadı. Hatta gece yarısı Can ve amcası dolma yiyor diye o da onlarla oturup dolma yedi. :)



 Her türlü hayvanı ama özellikle kedileri ve köpekleri çok sevdiğini şöylemiştim değil mi?

Pazar günü birara Kırklareline gittik geldiğimizde Tuna'yı el arabasından hayatından son derece memnun bir şekilde otururken bulduk:)






17 Aralık 2010 Cuma

minik misafir

Çarşamba akşamı doğumundan beri bir türlü uyanıkken yakalayamadığımız Arya'cık bize misafirliğe geldi..
Çok mutlu olduk :)

Benim minik Tuna'cım Arya'nın yanında abi havalarına büründü :) Arya'nin yanından hiç ayrılmak istemedi, birara Arya'nin anakucağına göz dikti, içine oturmadan da rahat edemedi..:))








Yavruların ikisi de çok geç uyuduğundan biz oturduğumuzdan pek birşey anlamadık ama olsun bu durumlara alıştık artık...

14 Aralık 2010 Salı

mutlu yıllar babacığım

12 Aralık babacığımızın doğum günüydü. Hava cok soğuktu Tuna'yı lahana gibi kat kat giydirdik, çıktık dışarı..Rengarek Beyoglu Tuna'nin cok ilgisini çekti:)



Hepberaber Asmalimescit Refik'te buluşup güzel bir yemek yedik.







Mutlu yıllar babacığımmmm :)


dedesinin kuzusu..


Tuna'nin mumlara bakışına dikkat lütfen.. Garsonlar pastayı servis etmek için aldıklarında Tuna pasta gidiyor diye cok heyecanlandı..:)) Neyseki dedesi 1 dilim kesmişti onu yedirdik sakinleşti ama gene de gözü giden pastadaydı..

Ortalığı epey birbirine karıştırıp 3kadeh kırdıktan sonra da yorgun düştü..


10 Aralık 2010 Cuma

uyku arkadaşı

Yaklaşık 10 gündür Tuna'yı odasında tek başına uyumaya alıştırmaya çalışıyoruz.
Her akşam sütümüzü alıp odasına gidiyoruz, önce beraber uyuyoruz sonra Tuna iyice uykuya dalınca ben kendi yatağıma kaçıyorum. Eğer o gün az uyuduysa ve akşam yemeğini güzel yediyse sabah 4'e kadar deliksiz uyuyor ama değilse beni odasındaki yavru yatakta göremeyince basıyor yaygarayı. Kucağıma gelince sakinleşiyor uyku sersemi o kadar da tatli oluyorki sımsıkı sarılıyor başını omzuya koyuyor; yataga yatıyoruz biraz süt sonrasında hemen uykuya dalıyor. .



Dün gece yatma hazırlıklarımızı yaptık tam yatmaya hazırlanıyorduk ki Tuna kendisine bir uyku arkadaşı seçti,
dün gece üçümüz beraber uyuduk:)

6 Aralık 2010 Pazartesi

haftasonu...

biz bu haftasonunu cok hareketli ama yorgun bitirdik..
cuma aksamı iş çıkışı kocişimle birlikte sinemaya gittik; Av Mevsimi..
Uzun bir aradan sonra sinemaya gitmek cok hoşumuza gitti. Film de güzeldi, biraz kolay tahmin edilir bulduk biz ama olsun oyuncular iyiydi..
Cumartesi gününe Dünya Göz Hastanesinde başladık, ikimiz de optik olduğumuzdan önce gözlerimizi muayene ettirdik sonra da kendimize yeni gözlük aldık. Gözlüklerimizi almak için Eminönüne gittik biz gözlük seçerken Tunişimin de karnı açıktı tam 4 tane mandalina yedi kuşum.
Gözlükleri seçtikten sonra hazırlanmasını beklerken biz de yemek yiyelim dedik. Yemeğimizi yedik sonra Tuna'yı güvercinleri görmesi için Yeni Camii'ye götürdük. Tuna bak güvercin diyorum o garga diyor :)bu aralar penguen ve her cins kuşa garga diyor.
eminönünde işimizi bitirdikten sonra arkadaşlarla buluştuk yemek yedik sonra gece yarısı Tuna'yı anneanne'ye bırakıp biz arkadaslarla dışarı çıktık. Anneanne, dede ve teyze Tuna'yı camda bekliyorlardı..Tuna da onları gorunce cok mutlu oldu hoop dedenin kucağına. Gece deliksiz uyumuş sabah da 10.30'da kalkmış yavrucak yoruldu bütün gün tabii.
pazar sabahı kahvaltıya davetliydik cok zor oldu ama erkenden kalktık..Ayrılığımızın üstünden 24 saat geçmemişti ama Tuna burnumda tüttü..gittiğimizde uyuyordu 10dakkika geçmeden uyandı kokumuzu mu alıyor nedir?? Aksam yemeğimizi yedikten sonra eve geçtik banyo sefası ve cumburlop yatak..

28 Kasım 2010 Pazar

hersey bir ilk bizim için

İlk kez kalp atışlarını duydugumda o kadar duygulanmıştım ki gözümden şıp şıp akmıştı yaşlar..18.04.2010 tarihinde doğumhanede de ilk kez sesini duyduğumda nefesim kesilmiş gözyaşlarıma mani olamamıştım.. Mavi ameliyat kıyafetleri için de senin gelişini beklerken baban da cok heyecanlıydı. Hatta yanlış kıyafetlerle elini kolunu sallaya sallaya iceri girecekken hemşireler uyarmıstı da gidip dogru kıyafetleri giymişti. İlk fotograflarını da o çekti. Doktorlar ilk kontrolünü yapıp seni babanın kucağına verdiklerinde hemen şıp diye kesmiştin aglamayı da sonra devam etmiştin. Seninle ilk karşılaştıgımızda yanağımı emmeye başlamıştın hemen ben de senin o minicik ellerinden tutmuştum. Anneannen, babaannen, teyzen, Çağla teyzen seni dudağını titrete titrete ağlarken görünce dayanamamış onlarda hemen akıtmışlar yaşlarını.

Ameliyathanenin kapısında bekleyenin coktu; Bilgehan, Ömruncegül, Yeşim, Oğuz, Nuran..
İlk gecemizde cok aglamıstın anneannenle benim bütüm gece gözümüze uyku girmemişti ama ikinci gece babanla hastanede kaldığımızda pek de usluydun. Dört tarafı camlı yatağından sen herşeyden habersiz yatarken biz gözlerimizi senden alamıyorduk. Sonra eve geldik dedenle tanıstın. Tekin dedenin ayağı kırıldığından hastaneye gelememişti evde heyecanla bizi beklemişti iki gün. O günden bugüne zaman ne kadar hızlı geçti sen nasıl da büyüdün.

notlar almışım ilk kez yaptıklarına dair; 18 Mayıs'ta ilk kez sabahları ses çıkartmaya başlamışsın, 23 Mayıs'ta bezini değiştirirken iki kez şişini yapmışsın üstümüze doğru, 12 haziran'da gülerken kahkaha atmaya başlamışsın. Samsun'da temmmuz ayında ilk kez denize ayaklarını sokmuşuz. 11 Ağustos'ta ilk oyuncağın olan fili eline almışsın hatta ayaklarını tutmaya başlamışsın. 27 Ağustos'ta da çoraplarını çıkartıp ayaklarını ağzına sokmuşsun.




İlk kez 22 Ocak'ta emekledin 30 Nisan'da ilk adımını attın. 26 Mayıs'ta yürümeye başladın. İlk sol üst dişin çıktı hemen peşinden de sağdaki.
İlk kez baba dedin şimdi mama, dede, anne, garga, hav hav, mannada (mandalina demeye çalışıyorsun) ve bizim anlamadıgımız birsürü sey söylüyorsun hatta istediğini yapmadığımızda bizimle kavga bile ediyorsun.
Babanın sırtına binip atçılık oynadığımızda deh deh demeyi de ihmal etmiyorsun.
Her gün bizi yaptıkların, öğrendiklerinle şaşırtmaya devam et oldu mu tatlı oğluşum benim.